gezi notları

Salı

Çine'de Deve Güreşi



Şubat.
Her sene değişiyor tarihler ama büyük olasılıkla 3. haftasonu.
Pazar sabah erken.
Izmir'desiniz.
İstikamet Çine.
Hava soğuk değilse bile, serin .
Kat kat giyinmekte ; güneşin rengine göre soyunmakta fayda var.
Deve güreşi arenası , sizin hayalinize göre ne menem bir şeydir bilemem .
Gerçeği ile pek de örtüşmeyeceğine yine de iddiaya girebilirim .
Tuvalet yok mesela... Izmir/Çine karayolundaki son benzinciyi sakın ola kaçırmayın .
Deve güreşi sahası , boş bir alan .
Orta daire, develerin 'güreştikleri' santra.
Orta daireyi çevreleyen iç halka , seyircilere ayrılmış.
İç halkanın etrafında, develerin en değerli halılar üzerinde 'dinlendikleri' kulis.
En son çeper, kamyon kasalarının üzerine kurulu seyyar lokantalar .
Renk tasviri imkansız . Gökkuşağından öte bir yelpaze.
Deve türküleri , davul-zurna-klarnet triosu ile yarış halinde.
İlk 15 dakika , rüya ile kabus arasında bir yerde sanıyorsunuz kendinizi.
Sonraki yarım saat , ızgaradan yayılan köfte kokularının cilvesine esir düşüyorsunuz.
Sucuğunuz deve etinden mi olsun, geleneksel dana etine sadık mı kalırsınız ?
Yanında ızgara sebze, salata, turşu ve bilumum iştah açıcılar .
Şarap kadehleri ile rakı dubleleri tokuşmakta.
Sonraki saatlerde saatin kendisini unutuyorsunuz zaten.
Deve güreşine gidip de, etrafta deve güreşi olduğunu bile fark etmeyen 'keyifçiler'le dolu kamyon-kasası lokantalar.
Öylesine yeni bir ortam ki, yeni karakterlerle de hemen ahbap oluveriyorsunuz .
Güreş ve çağrıştırdıklarına düşman olabilirsiniz ama burada 'güreş' bahane .
Develer, bayramlıklarını giyinmiş şımarık çocuklar gibi salınıyorlar alanda.
Güreş dedikleri ise sadece bir iki hafif el-ense .
Deve sahiplerinin cakasına diyecek yok ; körüklü çizmeleri ve gururlu omuzları ile hemen ayırt ediliyorlar.
Etrafı seyretmekten , develeri resmetmekten , yemekten , içmekten yorulmuyorsunuz .
Yine de , hava hafifçe soğumaya başladığında, davul zurna sesi artık kulaklarda sabitleştiğinde ve de ızgara kokuları göz pınarlarınıza hücum ettiğinde , artık gitme vakti gelmiş oluyor .


Farklı kültürlerle tanışabilmek uğruna , pasaportunuza bir avuç boyunda bir vize alabilmek için debelenirken , dilerim aklınıza Çine gelir.


Foto: Güliz Özbek, Nilgün Osman

Şubat 2006.







yazanNino at 8.8.06

0 yorumlar:

Yorum Gönder

<< anasayfa