gezi notları

Salı

Sizsize bir GAP turu






Gaziantep :

Istanbul/Gaziantep THY uçuşu sabah saat 0745’de ; 0930 gibi Gaziantep Havalimanına varılıyor.

Gaziantep mutfak deneyiminizi sadece bir yemek/öğün/mekan ile geçiştirebilirseniz, aslında Antep’te sadece bir yarım gün geçirseniz yeter. Bol vaktiniz var ise ve yine de Antep’te konaklamak isterseniz Anadolu Evleri

(www.anadoluevleri.com Tel: 0342-220-9525) tavsiye edilir . GAP tur’unun en pahalısı - hem konaklama hem extra’ları ile . Ancak avlusunda tembellik yapmak inanılmaz bir “butik keyif. Otelde içki servisi var.

Gaziantep mutlaka’ları :

Pis katmerciden, Antep’e hoşgeldin niteliğinde bir ‘katmer’ . Yanında çay söylemeyi unutmayın .

Arkeoloji / Mozaik müzesi - dikkat ! saat 1200-1300 arası kapalı. Zeugma’dan çıkartılan tüm mozaikler burada (ancak henüz hepsi sergilenmiyor). Kazı bölgesini görmek isterseniz, 45 dk’lık bir yol yapmanız gerekecek. Talan edilmiş bir kazı alanı görüntüsü ile Zeugma aslında üzüntü verici halde ama bekçi Halil’in güleryüzü ve tatlı sohbeti bir teselli. ‘Ben ne güne duruyorum; bir keleş’im ve 142 mermim var’ diyecek kadar da bölgeye hakim (keleş dediği de kalaşnikof tabii ! ) . (Zeugma’da , püfür püfür teras pek keyifli; WC’ler çok temiz/düzgün.

Eski Hapishane (zaman içinde Cami’ye dönüştürülmüş) - fotoğraf makinenizi yanınızdan ayırmayın.

Hasan Süzer Etnografya Müzesi – saat 1200/1300 arasi kapalı. Müze kadar etkileyici olan ise, kapının önünde kardeşleri ile top oynar bulabileceğiniz Deniz. 8 yaşında , 9 kardeşi ; bir de sevgilisi Songül var. Deniz’in hamurunun ne denli zengin olduğunu keşfetmek için sadece bir kaç dakika sohbet; bir resimlik poz yetiyor.

Halil Usta’nın yeri … Antep’in gecekondu mahallelerine dalmak gerekiyor Halil Usta için (Karşıyaka Telek Cad. Öcükoğlu Sokak no 6) . Salaş görüntüsünden ötürü bazı yerli turistlerin ‘beğenmeyip kapıdan dönmesi’ne içerliyor sahibi - ve de haklı . Simit kebabını ve şiş’ini hele bir deneyin. İçki yok. 10 ytl’ye tıka basa enfes bir ziyafet .

Bakırcılar Çarşısı – fazla bir beklentiniz olmadan dolaşın . Mezbahanın karşısındaki dükkanlar (ana cadde üstünde) daha düzgün ve uygun fiyatlı. Pazarlık beceriniz mutlaka cebinizde olsun .

Imam Çağdaş - lahmacunu/alinazik’i/sebzeli kebap’ı harika . Mekanda içki yok . Kişi başı max 15 ytl.

Alışveriş : Bakır , fıstık

Halfeti:

GAP’ın mutlakalarından biri Halfeti. Normalde Antep / Halfeti arasi yaklaşık 100 km ancak Zeugma’ya uğrarsanız yol bir hayli uzuyor. Yolunuz üstünde Kelaynak kuşlarına da bir bakış atabilirsiniz.

Seyahat öncesinde ve/veya Antep’ten yola çıkmadan önce Mehmet Kaptan’ı (0535 3481780) arayıp , varış saatinizi ve kişi sayısını vs bildirmenizde fayda var Halfeti/Rumkale gezintisi için. 45 kişilik kapasiteli Siyah Gül teknesi ile Halfeti/Rumkale/ Halfeti 100 ytl toplam . Daha ufak gruplar için Mehmet Kaptan başka çözümler buluyor ama Siyah Gül’ün mütevazi konforunu aratıyor bunlar.

Rumkale gezintisi için pantolon (dikeni bol otlar topluluğu) ve spor ayakkabısı (bol tırmanışlı ve engebeli alan) giyiyor olmanızda fayda var. Halfeti gezintinize yaklaşık 1.5-2 saat ayırmanız gerekecektir. Bu süreçte fotoğraf makineniz elinizden düşmeyecektir.

Öğle yemeği için , Rumkale Restaurant pek bir cazip görünüyor ancak eğer çok aç değilseniz , iştahınızı Kahta’ya saklamanız önerilir (bulabilirseniz bir gözleme ile bastırın midenizi veya piknik sepetinizi hazırlayın önceden ve Rumkale’nin tepesinde keyif yapın) . Rumkale Restaurant’ta önceden sipariş verirseniz yöresel yemekler bulunabiliyormuş (tel 0532 6631891) ancak yörede pek methedilen şabut balığına, siz, siz olun rağbet etmeyin - gezinin en kötü yemeği olarak hafızalara kazınabiliyor. Halfeti’nin girişindeki Siyah Gül alternatif olarak denenebilir belki. (Rumkale Restaurant’ta fiyatlar yaklaşık 9-10 ytl gibi. İçki var. WC felaket. Mırra (kahvesi) içecekseniz , mırra geleneğindeki 6 dudak paylaşımını bilmenizde fayda var – yani size ikram edilen mırra fincanını , daha önce 5 kişi daha kullanmış olabilir – fincan arada yıkanmıyor).


Atatürk Barajı - Nemrut (Adıyaman / Kahta) :

Halfeti / Nemrut (Kahta) güzergahında , sıkı bir 1.5 saatlik yolculuk ile Atatürk Barajı uğrağı yapılıyor. GAP, heybeti ile görkemli . Akabinde ise Kahta'ya doğru hareket ederken Adıyaman büyük bir sürpriz. Beklentilerin ötesinde düzgün , Adıyaman/Kahta arası harika manzaralarla bezeli.

Konaklama : Zeus Otel (Tel 0416 7255694) . Yine , Kahta için beklentilerin üstünde bir otel . Yüzme havuzu mevcut. Kişi başı konaklama ücreti yaklaşık 45 ytl. Personel güleryüzlü ve iyi huylu. Yine de, daha keyifli bir kahvaltı icin, Eski Kahta’da köy kahvaltısı yapılacak mekan(lar)ı bulmakta fayda var çünkü Zeus Otelin kahvaltısı sıradan.

Nemrut’a çıkmak için, önceden bir araç ayarlamak gerek. Otellerin hemen hepsi böyle bir servis sunuyor . Bir minibüsün Kahta’dan Nemrut çıkış/inişi yaklaşık 100 ytl toplam. Rehber konusunda ise otellere güven sonucu ortaya çıkacak sonuç – tamamen şansınıza bağlı.

Güneş batmadan vakitlice tünenecek : Neşet’in Yeri (tel. 0416 7257675) – Zeus Otele 5-10 dk şoförlük mesafesinde sadece ve Baraj Gölünün kıyısında. Bulgur pilavı rüya gibi ancak çok acılı. O nedenle rica minnet bir bölümünü sade yaptırın ve kendiniz acı dengesini bulacak şekilde porsiyon karıştırımı yapın. Közde soğan/domates/patlıcan siparişini bolca verin ama yöresel patlıcan çorbasını es geçin . İçki mevcut . Çatlayacak kadar yiyip içip sadece 10 ytl ödemeniz ise inanılır gibi değil. Garsonlardan Kazım’ın cool’luğuna, mekanın konumu/görüntüsü ve mütevaziliğine karşın , teknolojik donanımına da inanamayacaksınız.

Güneşin doğuşunu görmek demek, otelden sabah 0300’de hareket etmek demek. Hava koşullarına da bağlı olarak bol çukurlu/kesseler kimse duymaz/kuş uçmaz yollarda nerdeyse 1.5 saate varan bir yolculuk sonrasında , son 400 metrelik yürüyüş parkuruna varılıyor.

Önemli uyarı : Mutlaka ama mutlaka, kışın dağa kayak yapmak üzereymişsiniz gibi giyinin. anınızda atkı/bere ve mutlaka eldiven olsun . Hatta dönüş yolunuz için, minibüste bir set eşya bulundurun (eşofman, çorap vs) . Şansınız yok ise, güneş size yüzünüzü hiç göstermeyebiliyor hatta üstünüze dolu yağabiliyor – sonuçta ıslak/donmuş birer sıçan gibi iniyorsunuz Nemrut’tan.

Nemrut’a yapılan 400 metrelik tırmanış - hiç kolay bir tırmanış değil. Nefes problemi yaşanabiliyor; tırmanma parkuru kaygan/buzlu. Nemrut maceranız güneşli sonuçlanmışsa, dönüş yolunda Karakuş tümülüsü ve Cendere Köprüsünü görmek için hala enerjiniz olabilir .

Urfa – Harran :

Kahta / Urfa arası yaklaşık 1.5 saatlik bir yolculuk. Urfa/Harran ise yaklaşık 20-30 dk daha sürüyor .

Bölgenin ruhani kimliği ile tanışmak isteyenler için : Harran’ın hemen çıkışında Imam Bakir Yatırı mevcut . Yatırdaki yeşil kumaştan her dileğiniz için bir parça kesiyorsunuz . ‘Bu dileğim gerçekleşirse x metre kumaş adıyorum’ dediğinizde ve de dileğiniz gerçekleştiğinde, metrelerce kumaş ile mekana ya geri gidiyorsunuz veya Urfa’ya gidecek bir tanıdığınız vasıtası ile gönderiyorsunuz. Rivayet o’dur ki, Imam Bakir her dileği gerçekleştiriyor. Gerçek şu ki, yanında 45 metre yeşil kumaş ile seyahat eden arkadaşlarınız olabiliyor.

Harran, hayalinizdeki Harran ile örtüşmeyebilir. Harran Üniversitesi'nin kalıntıları, Harran Kalesi, konik kubbeli Harran evleri nedense , anlatımda çok daha zengin . Bir kaç Harran Evi ziyarete açılmış; son derece turistik bir etkinlik ile , kubbeli evlerden birine giriyorsunuz ve yöresel kıyafetler giyip fotoğraf çektiriyorsunuz. Isterseniz kiyafetleri satin alabiliyorsunuz.

Urfa şehrinde ise yemek konusunda da bir hüsran söz konusu. Ünlü Urfa Sofrası Bostana salatası , Lahmacunu , Urfa Tabağı ile denemeye değer ama Istanbul’daki örneklerinden sonra pek de iştah açmıyor . Mercimek çorbası geçer not alıyor ama 'şıllık tatlısı' - sadece tadımlık . Nothing special . Fiyatlar yaklaşık 10/12 ytl kişi başı- içki yok, WC’ler KÖTÜ. Diğer alternatif olan Çardaklı Köşk Kale’ye ve Balıklı Göl cephesine karşı konumu ile keyifli duruyor ancak SIRA Gecesi odası tercih konusu olsa gerek .

Balıklı Göl ve çevresi , Urfa’nın geneline tezat bir temizlik / sukunet / huzur kimliği taşıyor . Oysa ki Urfa’nın tamamı anti-hijyen bir hava ile karşılıyor insanı . Insanların görüntüsü , tavrı , çocukların - açlıktan ve yoksulluktan çok - aç gözlülüğü vs de nedense bu kimlik ile bütünleşmiş durumda.

Urfa’nın en kişilikli konaklama mekanı aslında Urfa Valilik Konukevi ama maalesef kötü bir işletme örneği olduğu için ; alternatif belki Otel Edessa.

Çok sofistike bilgi donanımı olmamakla birlikte , son derece iyi niyetli ve dürüst tavrı ile Kadir (tel 0536 9880059) günü kurtaran bir rehber .

Urfa’da yine de , otantiklliği ; Gümrük Han’daki kahvede bir yorgunluk çayı ; Kumaşçılar Çarşısındaki rengarenk kumaş alışverişi ve keyiflisinden bir Sıra Gecesi ömre bedel .



Mardin - Midyat :

Urfa’dan yaklaşık 2 saatlik bir mesafede Mardin. Şehir ilk nefeste kendi büyüsüne çekiyor insanı ve bu büyüyü sonuna dek yaşamak için , Erdoba Evleri’nde konaklamanın bir zorunluluk olduğunu , otelin terasına ilk adımınızda anlıyorsunuz ; ancak otelin odaları ve diğer özelliklerinden fazla bir beklentiniz olmasın (www.erdoba.com.tr, tel. 0482 2127677). Otelde içki servisi yok. Mardin ve çevresini gezmek icin rehber Bülent Erdolu’yu arayabilirsiniz (0533 6326384) . Güleryüzlü, son derece düzgün ve iyi niyetli .

Konumu, manzarası ve inanılmaz mistik havası ile Deyrul Zaferan manastırını, Kasımiye Medresesini, Kırklar Kilisesini , şansınız varsa bir Mardin evi’ni gezebilirsiniz.

Mardin’de yemek de başlı başına bir şölen . Rıdo (tel 0482 2121744), bölgenin en iyi kebapçısı kesinlikle (paket yaptırıp Istanbul’a getirebilirsiniz bile) Tıka basa kebap ve klasik hesap : 10 ytl*/pax.

Mardin yöre yemekleri için ise mutlaka ama mutlaka Cercis Murat Konağı’nda soluğu almanız lazım (tel 0482 2136841) Menu’den seçmeler: soğanlı yoğurt çorbası, tarçınlı mahlepli patlıcanlı pilav, alluciye (ekşili erik yahnisi), incasiye (pekmezli erik tavası). Cercis Murat Konağı’nda içki servisi var ; kendi özel üretimleri olan mahlep şarabını mutlaka tadın. Abartarak yediğinizde/içtiğinizde hesap azami 25-30 ytl*/pax geliyor.

Gümüş , leblebi, bademli şeker , kumaş ve hatta Rıdo’nun kebapları yapılacak alışverişlerin başında geliyor. Gümüş alışverişi için yöre halkı Midyat’ı önerse de siz Mardin’de beğendiklerinizden sakın ola vazgeçmeyin.

Mardin Çarsıları, sokakları , Marangozlar Kahvesi insanı başka bir zaman dilimine geri çekiyor sanki.

Mor Gabriel Manastırı , Mardin merkezinden 1.5 saatlik mesafede ama bu yolculuğa değiyor. Manastırın mimari kimliği kadar , verdiği iç huzur büyüleyici. Ayrıca, herhalde değil GAP’ın, belki de Türkiye’nin en temiz umumi WC’leri burada.

Midyat/Mardin arası yaklaşık 45 dk sürüyor. Midyat da, hayal edileni sunmakta biraz eksik kalan bölgelerimizden . Mardin ‘den sonra görüldüğünde , albenisi kalmıyor. Ama Mor Gabriel/Mardin arasında görülmesinde fayda var. Özellikle de Konukevi’nin tepesinden şehir manzarasının keyfini çıkartmak lazım.

Hasankeyf:

Mardin / Hasankeyf / Mor Gabriel / Midyat / Mardin / Diyarbakır güzergahında seyretmek, gereksiz yere yolu uzatmak gibi görünse de , Hasankeyf/Diyarbakır yolunun oldukça bozuk olması nedeniyle tercih sebebi . Mardin/Hasankeyf yaklaşık 1.5 saat - Hasankeyf/Mor Gabriel yaklaşık 1 saat – Mor Gabriel/Midyat yaklaşık 30 dk – Midyat/ Mardin yaklaşık 45-50 dk sürüyor.

Köprüsü, El Rizk Camii, Kalesi, Mağaraları ile Hasankeyf, büyüleyici bir ortam sunuyor.
Oldukca kaygan taşlarla bezeli bir tırmanma alanı olduğu için, spor ayakkabı giyilmesinde fayda var.
Dicle nehrinin kenarındaki Yol Geçen Hanı’nda ‘gözleme ve ayran’ molası harika oluyor.


Diyarbakır :

1 saatlik bir yolculuk sonucu varılan Diyarbakır , adeta Istanbul Kozyatağı benzeri bir görünümle karşılıyor misafirlerini. Mardin’den vakitlice ayrılabilenler aslında On Gözlü Köprü’yü, Ulu Cami’nin avlusunu ve sütunlarını, Diyarbakır kalesini de görme şansına sahip olabiliyorlar ancak Diyarbakır pek de otantik bir esinti sunmadığı için , Dağkapı’daki dükkanlarda gezinti ve alışveriş ile yetinmek de mümkün.

Yine de Selim Amca’nın Sofra Salonu’nda kaburga dolması ve irmik helvası kaçmaz. (tel 412–2244447) .

Diyarbakir Havalimanı , şehir merkezine sadece 10 dk mesafede ancak yolu bulmak çok da kolay değil. Saat 2200’deki uçuşa vakitlice gitmek için, şehir merkezini saat 2030 gibi terketmekte fayda var . Geceyarısı Istanbul’dasınız.

Diyarbakır Havalimanı’nda ‘boarding’ saatini beklerken , ne kadar yorgun olduğunuzu ; bir an önce evinize varıp , tertemiz banyonuzda misler gibi bir duş almanın dayanılmaz cazibesini düşüneceksiniz önce. Ancak, yaşadığınız topraklardaki renkliliğe , bu gezinin ve bu bölgenin vizyonunuza ve hayal gücünüze kattıklarına şükredeceksiniz .



Fotoğraflar : Cenk Akın, Elif Uz, Güliz Özbek, Murat Güsar

Mayıs 2004


yazanNino at 8.8.06

0 yorumlar:

Yorum Gönder

<< anasayfa